NETFLİX: KÖTÜ ADAMIN ON GÜNÜ
- Can Dabager
- 29 Ağu 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 Ara 2024

Mehmet Eroğlu’nun eserinden uyarlanan polisiye roman üçlemesinin heyecan verici ikinci filmi "Kötü Adamın On Günü", nihayet Netflix izleyicileri ile buluştu. Yönetmen Uluç Bayraktar, başrolünde usta oyuncu Nejat İşler’in yer aldığı bu yeni yapımda, sıradışı serüvenin kapılarını aralıyor.
TOSYA'DA KARANLIK BİR KAZA

Serinin ilk filmi, genç nişanlısı Fatoş ile birlikte yolda ilerleyen Sadık’ın beklenmedik bir kazaya kurban gitmesiyle sona ermişti. Kontrol kaybı sonucu aracın tepetaklak olması, Sadık’ın ağır yaralanmasına yol açar. Acımasız bir düzenin parçası haline gelen bu genç adam, abilerinin pençesine düşer. geçen seride, Tevfik olarak bilinen kötü adamın peşine birlikte düşen Sadık, ikinci filmde, hayatının seyrini değiştiren bir yola girecek; zira bu kez Tevfik, Sadık’tan daha fazlasını talep etmektedir.
Adil, bu yeni gelişmelerle birlikte iki kritik olayı çözmek zorundadır: Birincisi, gizem dolu Köşk Cinayeti; ikincisi ise Tevfik’in talep ettiği kayıp adamı bulup geri getirmek. Dolayısıyla karşımıza bambaşka bir macera çıkar.
İYİLİK YAP DENİZE AT

İlk filmden hatırlayacağınız üzere, Tevfik’in kız kardeşi Pınar, lüks ve şımarıklık içinde kaybolmuş, kendini beğenmiş bir genç kızdır. Derinlerde yatan yalnızlık duygusu, Pınar’ın her zaman bir başkası olma çabasını besler. Kendi çıkarları peşinde koşan bir dünyada yaşarken, parasal menfaatlerle şekillenen ilişkilerinde kaotik bir denge kurmaya çalışır.
Adil, kaybolmuş adamı bulma çabasına Pınar’dan yardım alarak girişimde bulunur. Ancak, Pınar’ın yardım isteğine yanıtı, karşılıklılık üzerine kurgulanır: "Sen beni seversen, ben de seni severim," diyor Adil. Pınar ise, "Olur mu ya öyle şey, sevgi nedensizdir," diyerek bir başka çaresizliğe işaret ederken, gençliklerinin getirdiği ikili oyunlar ve z kuşağına ait çatışmalar ortaya çıkar. İlk filmde Sadık, Pınar’ı kötü adamlardan kurtarırken, Pınar’ın annesi ona bir altın bilezik vermiştir; bu, belki de bir umudun ifadesiydi.
Türk geleneğinde sıkça duyduğumuz bir atasözü, “İyilik yap, denize at, balık bilmezse Halik bilir,” sözü, aslında filmin merkezine oturan felsefi mesajı da taşır. Yapılan her eylem, her adım ve söylenen her söz, iyiliğin bir yansıması olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, sonunda sizi ödüllendirecek olanlar çoğu zaman beklenmedik figürlerdir.
TUHAF BİR KÖŞK CİNAYETİ
Adil’in karakterinin derinliklerine indiğimizde, eski bir dostu olan Maide’nin diyalogları karşımıza çıkar. Samimi bir rehber gibi, onu bir psikiyatri uzmanı ile tanıştıran Maide, Adil’in içsel karmaşasını çözmek için itici bir güç olur. Adil, bir taraftan doktorun sözüyle köşkte işlenen cinayet üzerine merakla araştırmalara başlarken, diğer taraftan geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır. Filmde yaşanan kaza ve Adil’in abisiyle olan diyalogları, hem izleyicinin hem de kahramanın merakını artıran dinamik unsurlardır.
Adil’in yaşamak zorunda olduğu karmaşa, "Düşmanımın düşmanı benim dostumdur" atasözüyle iyice derinleşir; zira bu anlam dolu ifade, beklenmedik müttefikliklere kapı açacaktır. Adil’in içsel yolculuğunda nesnellik ve ahlaki ikilemler, hikayenin gerilim dolu akışını destekler.
Karakterlerin derinliğine inen bu film, şüphesiz ki ilk bölümden çok daha karmaşık ve heyecan dolu. Pınar, bu yapımda daha fazla yer alıyor; trajik geçmişiyle ve acımasız tecrübeleriyle yeniden aramıza dönüyor. Adil’in içsel çatışmalarının yanı sıra, Shakespeare’in "Hamlet"i ve Dostoyevski’nin "Suç ve Ceza"’sından yapılan alıntılar, izleyiciye bir edebi zenginlik sunuyor.
ADİL DEĞİL ÖÇAL
Sonuç olarak, "Kötü Adamın On Günü", izleyicileri yüksek temposu, merak dolu anlatımı ve derin karakter çatışmalarıyla kendine bağlarken, üçlemenin son halkası "Meraklı Adamın On Günü"nün de geleceği müjdesini veriyor. Adil’in neden artık "adil" olmadığını sorguladığı bu yolculuk, seyircileri derin düşüncelere sevk edecek.
Sahi Adil; "Adil" olmaktan neden vazgeçti?
Can Dabager
Commenti